• 3,602 TL

  • 3,784 TL

  • 143,58 TL

  • 88.531

Öncekiler Sonrakiler

ÇILDIRMAK ÜZERE OLAN TÜRKLER..! (4)

10 Temmuz 2016 Pazar 00:38

Siyaset; çoÄŸu zaman yanlış hamlelerin, bir baÅŸka parti tarafından leh’e çevrilebildiÄŸi bir bilimdir. İktidar partisinin yanlış siyasetini, muhalefet partilerinin doÄŸru bir stratejiyle kendi avantajlarına çevirmeleri çoÄŸunlukla mümkün.

 

Ak Parti, iktidarı süresince sayısız olumlu ve olumsuz eleÅŸtiri alan kararlara imza atmıştır. Suriye politikası sebebiyle küçük bir kitle haricinde, toplumun tamamından sert tepkiler görmüÅŸ ve toplum bu hatalı siyasetin bedelini ödemiÅŸtir.

 

Mülteci kabulü safhasında kota uygulanmadan geçiÅŸlere izin verilmesi, saÄŸlık kontrollerinin yeteri kadar yapılmaması, kent içerisinde ikamet etmelerine izin verilmesi gibi birçok ayrıntı genel bir rahatsızlığın ve kaygının baÅŸlıca sebepleri olmuÅŸtur. Ancak ne var ki; Muhalefet partileri tam da ekmeklerine yaÄŸ olabilecek bu hataları yerinde ve yeterince kullanamamış, bu iÅŸten nemalanamamışlardır.



Kaliteli siyasi anlayışın doÄŸabilmesi için, iyi bir iktidarın karşısında iyi bir muhalefet gerekir. Muhalefet partilerinin stratejik hamleleri, bir sonraki seçimlerde yeni iktidarın kim olacağını belirler. Åžayet partiler, küçük ayrıntılarda bile doÄŸru iÅŸler yapmayı beceremezse, iktidar iktidar olarak, muhalefet de muhalefet olarak kalmaya devam eder. DoÄŸrusu ensesinde bir baÅŸka partinin nefesi hissetmeyen bir iktidar partisi de, “Açık ara önde” olmanın rahatlığını her zaman kullanmaya devam eder.

 

HDP’nin bahse konu olan Suriye Politikasında atacağı herhangi bir adımın, siyasi yörünge üzerinde hiçbir etkisi olmayacağını düÅŸünüyorum. Zira Ülke’nin genelinden kendini soyutlayıp sadece bir etnik grubun ismini kullanarak, belli bir ideolojinin propagandasından öteye geçmeyi baÅŸaramamış bir partinin, doÄŸrusu ülke’nin tamamını ilgilendiren bir mevzuda bir fikirden yana tavır takınması kimsenin umurunda olmayacağı gibi, inandırıcı da olmayacaktır. Bir adım öteye geçmek gerekirse; HDP’nin ÅŸu saatten sonra ülke siyasetinde etkinliÄŸi kalmamıştır ve hitap ettiÄŸi kitle daha da azalmıştır.

 

CHP için deyim yerinde ise köprüye girmeden önce son kavÅŸaktır bu konu. Kemik oyunun çokta ötesine geçemeyip, virgülleri dışında pek bir rakamsal deÄŸiÅŸikliÄŸi olmayan oy sayısını, daha farklı bir üslup, daha akılcı bir siyasetle yükseltmesi mümkün. Kemalistler, Ulusalcılar gibi daha bir çok farklı gruba hitap eden bir parti’nin, ülkenin tartıştığı bu ciddi konuda biraz daha Kemalist biraz daha Ulusalcı takılması ve söylemlerini bu eksende tutması, vatan severlerin ilgisini yeniden çekecek ve gözlerin hedefi haline getirmeyi baÅŸaracaktır.
 

MHP için durum biraz daha komplike ve bir o kadar daha avantajlı. Son seçim sonuçlarına göre baraj seviyelerinde seyreden oy potansiyelini yükseltmek adına ve dahası Genel BaÅŸkanlık savaşında galip çıkması adına yapabileceÄŸi ve yapması gereken çok ÅŸey var Sayın Bahçeli’nin. Ülkü’cülük jargonunu düzgün kullanıp, doÄŸrudan AKP’yi eleÅŸtirmek yerine alınan kararın yanlışlığını savunur, biraz daha damarlarda akan kanı titretecek söylemlerle çıkarsa karşımıza, Milliyetçi kesimin silkelenmesine ve kendine gelmesine yardımcı olacaktır. “Bayrak namustur” diyen bir millet için bu farkındalık, Bahçelinin her iki anlamda da yararına olacaktır.



Zira MHP’de yaÅŸanan Genel BaÅŸkanlık yarışı için adayların da bu lisanı kullanmaları onlara fayda getirecek bir formül olacaktır. KüskünlüÄŸü devam eden Ülkücüleri, gönül alma paydasında toplamayı baÅŸarabilen, önce partinin genel baÅŸkanı olacak, sonrasında ise partinin ülke genelinde partinin çıtasını biraz daha yukarı çıkaracaktır. Yıllardır süren ülkücü – milliyetçi sessizliÄŸi bozdurulur, ülkücüler üzerinden yol alınmaya devam edilirse, sonucun nasıl deÄŸiÅŸtiÄŸini hepimizin görmesi mümkün.



Belli bir ideolojinin savunucuları, kendi ideolojilerini temsil eden siyasi organlardan, en az kendileri kadar savunuculuk beklerler. Åžayet bir siyasi partinin sesi, üyelerin sesinden daha kısık kalıyorsa; O zaman ya ideoloji ya da savunucuları zamanla eriyip gidiyor.



Bu meyanda, Rahmetli TürkeÅŸ’in hitabetini, samimiyetini, inandırıcılığı; Rahmetli YazıcıoÄŸlu’nun sevecenliÄŸini, dürüstlüÄŸü alan kazanır. Bayrak için canını vermeye hazır olan bu milleti, sandık başında özüne döndürmenin, fabrika ayarlarına çevirmenin tek yolu, yine küllerinden doÄŸduÄŸumuz Bayrak ile gerçekleÅŸebilir ancak.


Vesselam, siyaset isimler ve partiler üzerinden yürütülecek olursa, sonuç dün ne ise yarın da aynı olacaktır.

Kısacası; Dava’nın vahametini anlayan kazanır…

 

Yazı Dizisi Sonu

YAZARIN DİĞER YAZILARI

KÖŞE YAZARLARI