• 3,602 TL

  • 3,784 TL

  • 143,58 TL

  • 88.531

Öncekiler Sonrakiler

HDP HEP TRİBÜNLERE OYNUYOR...

28 Kasım 2014 Cuma 02:21

HDP HEP TRİBÜNLERE OYNUYOR... ASLA SAMİMİ OLAMADI..

Kanlı 6-7 Ekim olayları, yeni bir parti olmasına raÄŸmen HDP'nin yenilenmesi gerektiÄŸini ortaya koydu. 

Türkiye'nin en temel sorununa çözüm arandığı bir sırada demokratik alanın dışına çıkarak sokakları kan gölüne çeviren bir partinin basit bir öz eleÅŸtiriyle iÅŸin içinden sıyrılması mümkün deÄŸil. HDP kendi kuruluÅŸ felsefesine aksi bir yöne savrulmuÅŸtur. 

Çözüm sürecinin geleceÄŸi açısından da ÅŸu an baÅŸ aÅŸağı duran HDP'nin sık sık söylediÄŸi BARIÅž sözünün anlamını bilmediÄŸini yada kasıtlı manevra yaptıklarını düşünüyorum. 

Abdullah Öcalan'ın, HDP'nin kuruluÅŸ kongresine gönderdiÄŸi mesajı ÅŸuydu, mesajda Öcalan, isyan döneminin sona erdiÄŸini vurgulayarak, HDP'nin müzakere döneminin partisi olması gerektiÄŸini belirtiyordu. BDP, çatışma ve isyan döneminin ürünüydü, buna göre yapılanmıştı; ancak HDP, çözüm sürecinin ihtiyacı olarak gündeme geldi. 

Fakat HDP, kurulduktan kısa bir süre sonra müzakere yapan bir partiden isyan çıkaran bir partiye dönüştü/dönüştürüldü. Bu değişim, çözüm sürecini de zorlamaya başladı. İmralı/Kandil cephesi ile devlet arasındaki görüşmelerde yaşanan anlaşmazlıklara aracılık yapma, devreye girme yerine HDP, İmralı/Kandil'in de önüne geçerek demokratik bir partiden isyancı bir örgüte dönüşme eğilimi gösterdi. Yani kürsüden BARIŞ sözündan başka birşey demeyeceksin,, sıkışınca yine DEMOKRASİ BARIŞ vs. den bahsedeceksin 1 saat sonra kürsüye çıkıp itleri sokağa davet edeceksin.

Gezi olaylarının ertesinde kurulan HDP'nin kongresinde Öcalan'ın mesajı bile etkisiz kalmıştı. Öcalan'ın "İsyan dönemi bitti" mesajına raÄŸmen Sırrı Süreyya Önder "Barikatlarda çatışma dönemine giriyoruz" temalı bir konuÅŸma yaptı. 

Gezi isyanı aslında çözüm sürecini baÅŸlatan siyasal akla karşı örgütlenmiÅŸti. Seküler sokağı ayaklandıran üst aklın hedefi, isyanı Kürt mahallesine de taşırmaktı. HDP, bu yoÄŸun psikolojik, siyasi baskıya karşı dirense de, çok geçmeden "ayaklanma", "isyan", "barikat" ajitasyonu yapan kendi içindeki sekülerlerin dümen suyuna girmekten kurtulamadı. Buna merkez medyanın Kürt siyasi hareketi içindeki lobi faaliyetleri ve HDP yönetimindeki ağırlıkları da eklendiÄŸinde çözüm sürecinin kitleselleÅŸen, Türkiye'nin bütününe açılan demokratik partisi yerine, neredeyse her sözüyle, eylemiyle barışı zora zokan isyancı bir parti ortaya çıktı. HDP'nin geldiÄŸi siyasi gelenek 1990'ların karanlık günlerinde bile demokratik zeminde kalmayı baÅŸarabildi; ancak mevcut HDP yönetimi, Kandil'in bile "Herkes kendi iÅŸini yapsın, kendi alanının özelliÄŸine göre davransın" diye uyaracağı militan bir çizgiye savruldu. Bu savrulma, 6-7 Ekim olaylarıyla zirveye çıktı. 

* * *
Demokratik zeminin dışına savrulan bu zihniyetin HDP'yi götüreceÄŸi nokta iç savaÅŸtır. Çözüm sürecinin baÅŸladığı koÅŸullarda ortaya çıkan HDP, dar bir yönetici ekibi sayesinde Kürt mahallesini iç savaÅŸa sürükleyecek kadar kontrolünü kaybetti. HDP, 6-7 Ekim provokasyonuyla, Türkiye'nin yakaladığı barış iklimini bir anda kanlı bir kışa çevirdi. Genelde barış umutlarını kıran devletler olur; ama, ülkenin yakaladığı barış atmosferini dağıtan taraf bu kez HDP oldu. 

* * *
Bu durumun deÄŸiÅŸmesi gerekiyor. HDP EÅŸbaÅŸkanı Selahattin DemirtaÅŸ, 6-7 Ekim olaylarının ardından kısmen özür dilese de, o kanlı olaylara yol açan tutumunu sürdürmeye devam ediyor. "İsyan" dönemi bitti; HDP, bu gerçeÄŸi ne Kobani gerekçesiyle, ne Rojava bahanesiyle deÄŸiÅŸtiremez. HDP, çözüm sürecinin geleceÄŸi için kuruluÅŸ felsefesine yeniden dönmek zorundadır. İsyanın, iç savaşın deÄŸil, barış sürecinin partisi olmalıdır. 

YANİ SÖYLEMLERİNİZDE TRİBÜNLERE OYNAMAYIN... GERÇEKCİ VE SAMİMİ OLUN...

YAZARIN DİĞER YAZILARI

KÖŞE YAZARLARI