• 3,602 TL

  • 3,784 TL

  • 143,58 TL

  • 88.531

Öncekiler Sonrakiler

SİYASİ PARTİLER ÜZERİNE DÜŞÜNCELER

12 Ekim 2015 Pazartesi 12:28

DemokratikleÅŸme Mücadelesinin Ürünü ve Aracı Olan Siyasal Partiler Üzerine DüÅŸünceler


1982 Anayasası 68. maddesinde, aynen 1961 Anayasasında olduÄŸu gibi, “siyasi partileri, demokratik siyasi hayatın vazgeçilmez unsurları” olarak tanımlamıştır. Nitekim, siyasal partilerin siyasal sistem içindeki rolleri, Avrupa demokrasilerinde uzun bir süreden beri demokrasi kavramının “partitokrasi” kavramı ile aynı ÅŸeyi ifade eder biçimde algılanmasına neden olmaktadır. 


Türkiye, bu eÄŸilimi imparatorluk döneminden beri (her ne kadar, amaçları, örgütlenme modelleri farklı olsa da) yaÅŸayan, 1950’den beri de çok partili siyasal sistem içinde uygulamasını sürdüren bir ülke konumundadır. Üstelik demokratik siyasal sistemin diÄŸer aktörleri olan ve kamuoyunun siyasal sistemle baÄŸlantılarını kurma iÅŸlevini üstlenen sivil toplum örgütlerinin sistem içindeki konumlarının ve rollerinin diÄŸer demokratik ülkelere oranla son derece yetersiz kalması, siyasal partilerin rollerini ve iÅŸlevlerini bir kat daha arttırmaktadır. Bu önemli konum ve iÅŸlevin bir karşılığı olması da doÄŸaldır. Siyasal sistemin iÅŸleyiÅŸindeki hatta ekonomik, kültürel alandaki tüm eksikliklerin ve yanlışlıkların nedeni olarak toplumda “siyasal partiler” ve siyasal kadrolar ortaya çıkmaktadır. Toplumu sıkıntıya sokan ve çözüm bekleyen, siyasal, ekonomik, toplumsal hatta uluslararası tüm sorunlara çözüm getirilememesinden dolayı siyasal partiler sorumlu tutulmakta ve bu sorumluluk olgusu, toplumun “demokratik siyasal sistemle olan iliÅŸkisini, hatta demokratik siyasal sisteme bakış açısını da” etkilemektedir.


Siyasal Partiler, “halkın desteÄŸini kazanmak suretiyle devlet mekanizmasının kontrolünü ele geçirmeye veya sürdürmeye çalışan sürekli ve istikrarlı bir örgüte sahip siyasal topluluklar” olarak tanımlanmaktadır. Bu tanım birden çok partinin iktidara gelmek için mücadele ettiÄŸi bir ortamı ve siyasal partinin yapısı açısından kurumsallaÅŸma ve devamlılığı içermektedir. Siyasi Partiler, belirli prensipler üzerinde anlaÅŸan bir topluluÄŸun örgütlenmiÅŸ gücünü ve çoÄŸulcu rejimin en önemli unsurunu meydana getirmektedirler. ÇoÄŸulculuk çeÅŸitli toplum kesimlerinin kendi haklarını ve çıkarlarını, vakıf, dernek gibi belirli amaç ve alanlarla sınırlı sivil toplum örgütleri ÅŸeklinde serbestçe örgütleyebilmesini ifade eder. Aynı anlayış kendisini, ülke yönetiminde söz sahibi olmak, iktidara gelmek veya iktidarı paylaÅŸmak amacıyla kurulan siyasal partiler ÅŸeklinde de gösterebilir. Siyasal Parti kavramını, modern demokrasilerde kamuoyuna biçim veren geniÅŸ halk örgütlerini olduÄŸu kadar, ilk çaÄŸ cumhuriyetlerini bölen hizipleri, Rönesans İtalyası’nda bir komutanın etrafında toplanan orduları, devrim meclisleri üyelerinin bir araya geldikleri lüpleri ve anayasal monarÅŸilerin mülkiyet esasına dayanan seçimleri hazırlayan komiteleri anlatmakta da kullanıyoruz. 


Genel olarak bakıldığında, siyasi partilerin, devletle toplum, siyasetle gündelik hayat arasında bir köprü oluÅŸturması gerektiÄŸi söylenebilir. Bu yaklaşımı daha derinleÅŸtirdiÄŸimizde ÅŸunu görürüz: Devleti halkın istekleri doÄŸrultusunda topluma hizmet eden bir yapı olarak iÅŸletmekten sorumlu olan, toplumun gündelik ihtiyaçlarını siyasi karar mekanizmalarına taşıyarak çözüm araması gereken, seçmenden iktidar vizesi almış ya da muhalefet görevini üstlenmiÅŸ siyasi partilerdir. Bu sorumluluklar, demokrasinin gerektiÄŸi gibi iÅŸlemesinde siyasal partilere anahtar bir rol verir. Siyasi partilerin, demokrasinin iÅŸlemesindeki merkezi rollerinin gereklerini yerine getirebilmeleri için, geniÅŸ bir özgürlük alanına sahip olmaları gerekir. KuruluÅŸ, örgütlenme, fikirlerini savunma ve yayma özgürlükleri ile parti içi demokrasi bu alanın baÅŸlıca unsurlarıdır. Siyasal partiler, toplumdaki farklı çıkarları birleÅŸtirerek temsil ederler. Bir toplumdaki tüm çıkar grupları ele alındığında, bunların tek bir merkezde toplanamayacak ölçüde çok ve çeÅŸitli olduÄŸu görülür. Bu çeÅŸitlilik, bazı taleplerin birleÅŸtirilerek gruplandırılmasını ve belli baÅŸlı birkaç siyasal alternatife indirgenmesini gerektirir. Bu da, siyasal partiler aracılığı ile yapılır. Demokratik sistemlerde, menfaatlerin birleÅŸtirilmesi alanında en önemli rolü oynayan yapılar, siyasal partilerdir. Siyasal partiler, seçim yoluyla iktidarı ele geçirmek amacını güden kuruluÅŸlar olduklarına göre, genellikle tek bir sosyal menfaati temsil etmekle yetinmezler; çeÅŸitli menfaat gruplarına hitap etmeye çalışırlar. Dolayısıyla, parti politikasının saptanması, bu grupların menfaat ve isteklerinin parti tarafından birleÅŸtirilip baÄŸdaÅŸtırılmasını gerektirir. Böylece partiler, sayısız menfaatleri birkaç ana siyaset alternatifi haline getirerek siyasal temsili, yani halkın seçim yoluyla hükümet politikasını etkilemesini mümkün kılarlar.

 

Siyasal partiler aynı zamanda benzer kanaatleri birbirleri ile kaynaÅŸtırıp, bireysel farkları azaltmak ve kiÅŸisel özellikleri törpülemek suretiyle, bu kanaatleri birkaç büyük manevi ailede toplarlar. 


Bu sentez faaliyeti, küçümsenmeyecek önemdedir, çünkü seçimler ve siyasal temsil, ancak bu sayede olabilir. Karmakarışık bir bireysel tutumlar yığını içerisinde bunlara imkan yoktur. Partiler böylece özel kanaatler yığınından ayrılmış bulunan kamuoyuna devamlı ÅŸekilde bilgi verir, yol gösterir ve onu bir mecraya sokar. Bu baÄŸlamda, siyasal partilerin diÄŸer bir iÅŸlevi de halkın siyasete katılımını saÄŸlamaktır. Partiler, faaliyetleri ile bireylere siyasal sistemin niteliÄŸi, unsurları, liderleri, uygulanan ve uygulanabilecek politikalar hakkında bilgi verirler. Bu bilgilenme, siyasal partiler aracılığı ile bir toplumsallaÅŸma sürecinin içine girmek anlamına gelir. Bir siyasal partinin faaliyetine giren ve eylemlerine katılan birey, toplumsal, siyasal ve ekonomik olguları deÄŸerlendirmeye yarayan ölçütler kazanırken, çeÅŸitli siyasal sorunlara kendi partisinin ideolojik perspektifinden bakmaya baÅŸlar. Bu sürece genellikle bireyin siyasal toplumsallaÅŸması adı verilir. SiyasallaÅŸan kitleler sistemin bir parçası haline gelirler. Kadrolaşırlar, bütünleÅŸirler, bilinçlenirler ve inançları deÄŸiÅŸir. Öte yandan, diÄŸer örgütlerin baÄŸlarını koparır, özerkliklerini tahrip eder ve bireylerin deÄŸer yargılarını söküp atar. Totaliter sistemler bu süreçleri propaganda, eÄŸitim ve zor kullanarak gerçekleÅŸtirirler. Demokratik sistemlerden ayrılan en önemli yönleri de budur. Bu fonksiyonlar, totaliter partilerde, geleceÄŸin liderlerinin devÅŸirileceÄŸi bir alan ve aile ile kilisenin sosyalleÅŸtirici etkilerine karşı koyacak bir etki olarak gençlik örgütlerine verilen önemi de izah eder.

 

Siyasal partiler, çoÄŸu zaman demokratik yaÅŸamın vazgeçilmez unsurları olarak vurgulanmaktadır. Gerçekten de siyasal partiler, halk çoÄŸunluÄŸuna dayanarak iktidara gelmeyi amaçladıkları oranda demokratik yaÅŸamın vazgeçilmez unsurları olmuÅŸlar ve demokrasinin bir siyasal rejim olarak ortaya çıkışı ile eÅŸ zamanlı olarak oluÅŸmuÅŸlardır. Demokratik toplum biçiminin en önemli özelliÄŸi toplumu oluÅŸturan çeÅŸitli grupların örgütlenebilmesine imkan tanımasıdır. Demokratik rejimlerdeki çok seslilik, yönetenlerin denetlenmesi, siyasi iktidarın gücünün sınırlandırılması ve toplumdaki siyasi dengenin kurulabilmesine en temel katkı, siyasal partiler aracılığı ile saÄŸlanır. Batı demokrasileri, bu düÅŸünce esasına göre siyasi partilerin serbestçe örgütlenmesine ve faaliyet göstermesine imkan tanıdığı için siyasal parti ve demokrasi kurumları batı medeniyetinin diÄŸer ülkelere ihraç ettiÄŸi önemli bir geliÅŸmedir.

 

Siyasal partilerin batıda çeÅŸitli sebeplerle menfaatleri ve iliÅŸkileri farklılık gösteren çeÅŸitli grupların siyasi hayata etkin bir ÅŸekilde katılmalarını ve isteklerini siyasal alana aktarmalarını saÄŸlayan aracı kurumlar ÅŸeklinde ortaya çıkması ve oluÅŸması uzun yıllar almıştır. Siyasal partiler batılılaÅŸma süreci ile birlikte diÄŸer ülkelerin siyasal yapılarında yer almışlar ve hemen bütün ülkelerde fonksiyonları ve görünümleri farklı olmakla birlikte siyasal sistemin vazgeçilmez kurumları haline gelmiÅŸlerdir. Batılı    anlamda siyasal partiler, birçok ülkede demokratikleÅŸmemücadelesinin hem ürünü hem de aracı olmuÅŸlardır. Bugün partilerin varlığı, tek başına yeterli koÅŸul olmasa da demokrasinin varlığının kanıtı olarak görülmektedir.

 

Prof. Dr. Hakan ALTINTAÅž
Siyaset&Yönetim ve Uluslararası İliÅŸkiler 
Anabilim Dalı Başkanı

Demokrasi ve Millet iradesi.

Mehmet Özekmekci
13 Ekim 2015 Salı 12:43

Değerli hocam. Yine çok önemli bir noktaya parmak basmışsınız. Millet kendi iradesini sandıkta somut bir şekilde ifade edemediği zaman, demokrasi görünümünde şeflik sistemi devam eder. Her zaman bu ülkenin başına iyi insanlar geçmeyebilir. Onun için artık katakulla siyaseti yerine, devamlı, kendini yenileyen, kendi içinde dönüşen bir demokrasinin uygulanması başarılmalıdır. Sayın Başbakan dan bu konuda sinyallerini almaktayız. Milletin iradesinin devamlılığı için bu şarttır. Teşekkürler.

1 BeÄŸendim
0 BeÄŸenmedim
 
Yanıtla
TÜM YORUMLARI GÖRÜNTÜLE

YAZARIN DİĞER YAZILARI

KÖŞE YAZARLARI