SAMSUNSPOR’DA NELER OLDU ?
11 Kasım 2011 Cuma 15:01
Sezon başından bu yana Samsunspor konusunda yaÅŸananlar tüm kamuoyunun gözleri önünde cereyan etmektedir. Konu ile ilgili, uzun süreden bu yana Halk Gazetesindeki köÅŸe yazılarımı sonlandırdığımdan görüÅŸ ve düÅŸüncelerimi paylaÅŸamamakta idim.
BaÅŸlangıçta kısa süreli de olsa çorbada tuzum bulunduÄŸundan neler düÅŸündük, neler oldu ve neden olmadı sorularına açıklık getirmeyi uygun görmekteyim.
BilindiÄŸi üzere Galip Öztürk’ün baÅŸlatmış olduÄŸu Samsunspor’un ÅŸirketleÅŸmesi çalışmaları içinde yer alarak, kamuoyunu bilgilendirme toplantısında, sportif olarak projelerimiz hakkında bir sunum yapmış idim. Bu sunumda öncelikle üzerinde durduÄŸum konu alt yapı çalışmalarının önemi, alt yapıda görevli olan veya olmayan Samsun’lu teknik direktör ve antrenörlerimizin yurt dışı takımlarında eÄŸitim yapabilecek imkanların saÄŸlanması gibi konular idi.
En önemli beklenti ise elbette transferler ve teknik direktör konuları idi. Bu konularda kulübün transfer komitesi oluÅŸmadan bir çalışma yapmış idik. Yerel basınımızda ise her gün doÄŸal olarak gündemde olan veya olmayan pek çok isimler Samsunsporumuz için zikredilmekte idi.
Transfer komitesi oluÅŸmadan, (Suat Çakır, Cevat Öncü, Tahsin Kosif) yapmış olduÄŸumuz ve prensipte anlaÅŸtığımız bazı isimlerden hiç biri bugün ne yazık ki takımımızda yer almamaktadır. Åžöyle ki; O dönemde İlk etapta yapmış olduÄŸumuz çalışmalarda Teknik direktör olarak Ankara’da eski TFF yönetim kurulu ve Samsunspor yöneticisi Galip Asal’ın iÅŸyerinde Jose Coucerio ile anlaÅŸmış idik. Masaya oturduÄŸumuzda ÅŸahsi düÅŸünce olarak yerli bir teknik direktörden yana olduÄŸumu, ancak kendisini dinledikten sonra bu fikrimin deÄŸiÅŸtiÄŸini ifade etmiÅŸtim.
Çünkü Couserio, Türk futbolunu iyi biliyordu. Öncelikle yerli futbolculardan yana tercihimizi kullanmamız gerektiÄŸini, alamayacağımız yerli oyunculara alternatif olarak diÄŸer yabancı oyuncular ile görüÅŸmemizin doÄŸru olduÄŸunu ifade etti. Hoca ile anlaÅŸtığımız rakam ise 400.000 Euro idi. Talebi elbette bu deÄŸildi. 700.000 Euro’dan kapı açmıştı. Ancak Galip Asal’ın iÅŸyerinin kapısından çıktığında rakam yarı yarıya inmiÅŸti.
Couserio, hedefimizi ve bütçemizi sordu. Asal “arkadaÅŸlar kulüp yönetiminde olacak” diyerek sözü bana verdi. Bende hoca’ya “hocam sizde iyi bilirsiniz ki ilk yıl lige çıkan takımlar için en zor yıldır. Gerçekçi olmak gerekir. Bana göre Samsunspor İlk yıl ilk 10 sırada bitirebilecek bir kadro oluÅŸturulmalıdır. Bilgi ve tecrübelerimize göre de bu rakam 15 trilyon civarındadır. (ÅŸu anda mevcut bütçenin nerelere ulaÅŸtığını telafuz etmek istemiyorum) Bu rakama mevcut oynayan oyuncuların transfer bedellerinin iyileÅŸtirilmesi dahildir” Galip Asal ve Necmi HatipoÄŸlu ile birlikte hocamız ile bu ÅŸekilde mutabakata vardık ve kulübü Sporting Lizbon ile görüÅŸmek üzere kendisini uÄŸurladık.
Kendisi ile birlikte birkaç isim tespit etmiÅŸ idik. İlk etapta Süleyman Hurma’yı devreye sokarak, Mehmet Eren ile görüÅŸtük. Mehmet Eren’in dışında, Mechur Çolak’ı da devreye sokarak (borsa operasyonu dosyasında polis tape’lerine giren konuÅŸma) Bilica konusunda Aykut hocanın düÅŸüncelerini öÄŸrenmek istedik. Bilica’nın takasta kullanılacağını ancak futbolcu ile görüÅŸüldüÄŸünde kendisi ile anlaÅŸma yapılabileceÄŸini öÄŸrendik. Bilahare Couserio’da bu futbolcu ile görüÅŸüp anlaÅŸmış idi. Ayrıca Önder Turacı, Holosko, Nobre, BJK ‘ın o dönemdeki kalecisi Hakan Arıkan, Mustafa Sarp (listede yer alan ve alınan tek futbolcudur) gibi futbolcular ile anlaÅŸma zeminini hazırlamıştık.
Süleyman Hurma ile sürekli irtibatta olduÄŸumuzdan bana “adaÅŸ bilirsin ben sizi çok seviyorum, artık süper lig eskisi gibi deÄŸil, çok dikkatli olun, doÄŸru transfer yapmalısınız, bende elimden geleni yaparım, hatta gelin size Moritz’i vereyim” ÅŸeklinde yardımda bulunmaya çalışıyordu. Hurma’nın dışında da spor camiasında Samsunspor’u seven pek çok futbolcu ve teknik adam baÅŸta Galip Asal olmak üzere bizlerle sürekli istiÅŸare halinde idiler.
Bu arada mevcut futbolcularımız ile görüÅŸmelerimiz sürmekte idi. İlk olarak Murat Yıldırım ile anlaÅŸmıştık. Taban 400.000 TL. Tavan ise 600.000 TL olarak belirlemiÅŸtik. Bu rakam ekstra oyuncularda elbette deÄŸiÅŸebilirdi. Ama hiçbir zaman 2,5 veya 3 trilyona mal olabilecek futbolcu aklımızın köÅŸesinden dahi geçmedi.
Hatta Kaleci Ahmet Åžahin kardeÅŸim o dönemde bana sitem etti. Çünkü kendisi İstanbul’dan Ankara’ya 5 saat araba yolculuÄŸu yapmıştı. Galip Asal’ın ofisinde kendisinden talebini sorduk. 1,5 trilyon istedi ve bende kendisine taban fiyatı ifade ettim. “AÄŸabey taban 400 tavan 600 diyorsun, bana taban fiyat öneriyorsun bu nasıl iÅŸ, ben böyle paralara oynayacak futbolcumu yum” diyerek masadan 10 dakika sonra kalktı ve gitti. Oysa benim kendisine bilahare önereceÄŸim rakam 600.000 olacaktı. Çünkü kendisinin bu takımda emeÄŸi çoktu. Süper lige elleri ile takımını taşımıştı. Ancak sabredemeden masadan kalkıp ayrıldı ve gazetecilere de “Süleyman aÄŸabey beni bu fiyata layık gördü, o kadar yol gittim çay bile söylemeden benimle 10 dakika konuÅŸtular” ÅŸeklinde demeçler verdi.
Yine bir diÄŸer örnek ise, transfer görüÅŸmeleri yaptığımız dönemde Galip Öztürk beni arayarak “ÅŸu anda Serdar Adalı yanımda, Kemal için ne kadar para isteyelim” ÅŸeklinde bir soru yöneltti. Bende kendisine “Kemal’in fiyatı 5 trilyon” deyince, telefondan kulağıma , Öztük’ün Adalı’ya “bakın yönetici arkadaşın kafasındaki rakam bu, benim kafamdaki rakam da bu” ÅŸeklinde sesler geldi Ama hangi Kemal. Dünün Türkiye’nin mevcut stoperlerinin saltanatını rafa kaldırma kapasitesinde futbol becerisine sahip olan, ancak bugün Petkoviç’in yaratmaya çalıştığı mevkiine adapte olmaya çalışan ancak yine de bu takımın en iyisi konumunda olan Kemal’di konuÅŸtuÄŸumuz isim.
Bu örnekleri vermemdeki amaç ÅŸudur. Samsunspor’un ilk hazırlık maçını İstanbul’da izlediÄŸimde (İBB)kendisi hakkında eski bir yönetici olarak Halk Gazetesinde bir yazı ile hatta İngilizce baÅŸlık kullanarak bu sistem ve futbolcular ile sıkıntılar yaÅŸayacağımızı ifade etmiÅŸ idim. Daha henüz iÅŸi başı bile deÄŸildi. Görünen köy hiçbir zaman kılavuz istemez.
Teknik direktörler ve yöneticiler “Aşı tutmadı”, “iyi futbol oynuyoruz sonuca yansımıyor” “kadromuz çok kaliteli” , “gelecek günler için ışık göründü” benzeri laflar ile günü kurtarmaya çalışırlar. Dere dolana kadar kurbaÄŸanın gözünün çıkmaması için yapılması gereken yine kentte oluturulması gereken birliktelik ruhudur.
EleÅŸtirmek en kolay yoldur. Hatalar yapılmıştır veya yapılmamıştır. Bunu bugün tartışmanın anlamı yoktur. Petkoviç “istifayı düÅŸünmüyorum” ÅŸeklinde açıklamalar yapmaktadır. Elbette kendine göre haklı sebepleri vardır. Tazminat olarak sözleÅŸmesine koymuÅŸ olduÄŸu rakamı tabii ki elinin tersi ile itmez. Çünkü bana göre böylesine astronomik bir rakamı baÅŸka bir takımda elde etmesi mümkün deÄŸildir.
Bibliyografisinde sadece FB’yi elemesinin dışında, olumlu bir çizgi bulunmayan hocamızın kesinlikle devre arasında gönderilmesi gerekir. Taraftar, yönetici, futbolcu kısaca tüm Samsun ÅŸu an itibariyle aynı akort ile tam anlamı ile birlik ve beraberlik içinde kenetlenmelidir. Futbolcuları menfi platformlara sürüklemenin zararını hep birlikte çekeriz. 5 yıl yaÅŸadığımız azap hafızalarımızdadır.
Dünün 30 trilyonluk borçlu Samsunspor’u, yarın Allah göstermesin çok daha büyük rakamlar ile arzu edilmeyen noktalara gelebilir. Devre arası çok iyi deÄŸerlendirilmelidir. Yöneticiler aklı selim davranmalıdır. Olayın vebali elbette yöneticilerin üstündedir. Gün eleÅŸtirmek, takımın bugünden “küme düÅŸer” psikolojisine sokmak günü deÄŸildir. Takımda hangi sistem ile oynayacağı konusunda 10 haftadır bir ÅŸablon oluÅŸmamış ve oluÅŸturulamamış ise, sorumlu sadece teknik direktör deÄŸildir. Bu nedenle herke üzerine düÅŸen sorumluluÄŸun bilincinde hareket etmelidir. Türkiye’ye örnek olan muhteÅŸem taraftarlarımıza bu konu da çok büyük görevler düÅŸmektedir.
Bu konuları açık bir biçimde yazmamın nedeni, öncelikle baÅŸkanın ve yönetim kurulu üyelerinin özellikle maddi anlamda ve teknik konularda neleri yapmalı ve neleri yapmamaları gerektiÄŸi konularında yardımcı olmak amacını taşımaktadır. Bizim yönetim kurulu oluÅŸmadan oluÅŸturduÄŸumuz program ile bugün yapılanlar arasındaki deÄŸerlendirmeyi okuyucularımıza ve Samsunspor’lulara bırakıyorum. Belki biz de o günkü planlama ile yanlış yapmakta idik. Ama bugün gelinen nokta ve lig sıralamasındaki yerimizden daha iyi yerde olacağımız muhakkak idi. Çünkü ÅŸu anda takımda bulunan yabancıların bana göre hiç biri bizim gençlerimizden daha yetenekli görünmüyorlar.
İyi de verilen milyonlara yazık deÄŸil mi beyler. Reçete ise, mevcut yabancı futbolcuların bir ikisi hariç hepsi gönderilmeli, nokta transferler yapılmalı ve geminin dümenine ise prensipli bir yerli kaptan oturtulmalıdır. Bugünkü tablo budur. Çünkü hoca Türk mantalitesini öÄŸrenene kadar su dereye inecek ama kurbaÄŸaların gözü çıkmış olacaktır.