• 3,602 TL

  • 3,784 TL

  • 143,58 TL

  • 88.531

Öncekiler Sonrakiler

SAMSUNSPOR(VARAN3)

09 Mayıs 2012 Çarşamba 14:19

SAMSUNSPOR’UN DÜÅžÜÅžÜNE ZEMİN HAZIRLAYAN FAKTÖRLER

İstanbul’da uluslar arası düzeyde organize edilen YAPI FUARI ‘na(YEM) firma olarak iÅŸtirak ettiÄŸimizden, fuar öncesi hazırlıklar nedeniyle ara verdiÄŸimiz yazılarımıza kaldığımız yerden devam ediyoruz.
 
Galip Öztürk ile Erkut Tutu arasında yapılan görüÅŸmelerde, Galip Öztürk’ün , Samsunspor’un ÅŸirketleÅŸmesine iliÅŸkin düÅŸüncelerini Erkut Tutu’ya aktarması ile birlikte, konuya Tutu’nun sıcak bakmadığı bilinmektedir. Ancak bu noktada Tutu’nun İstanbul’daki görüÅŸmelerdeki diyalogların mevcut yönetim kurulu üyelerine farklı bir biçimde yansıttığını da o dönemde yönetim kurulunda görev yapan arkadaÅŸlarımızın ifadeleri ile öÄŸrenmekte idik.
 
Tutu üstü kendisinin Galip Öztürk tarafından tehdit edildiÄŸi, kendisine profesyonel olarak (maaÅŸlı) bir eleman modunda teklif yapıldığı, yönetim kurulu üyelerinin de Samsunspor’un birer elamanı olarak çalışmaları gerektiÄŸi, Samsunspor’un ÅŸirketleÅŸerek tamamen Metro grubu bünyesine katılacağı gibi gündemleri kentin gündemine taşıdığı bilgileri bizlere ulaÅŸmakta idi.
 
Oysa yapılanmanın başında yer alan bir kiÅŸi olarak Öztürk’ün Tutu’ya “görevinin başında kalabilirsin, yönetim kurulundaki arkadaÅŸlar da görevlerini sürdürebilirler, ancak kulübü ÅŸirketleÅŸtireceÄŸiz, sende kulüp baÅŸkanı olarak bu ÅŸirketin bir ferdi olacaksın, yönetim kurulundaki arkadaÅŸlarda ÅŸirketleÅŸen Samsunspor’un kurumsallaÅŸması adına gayret gösterecekler” ÅŸeklinde bir teklifte bulunmuÅŸtu.
 
Yani Samsunspor, Metro ÅŸirketler grubuna baÄŸlı bir ÅŸirket olmayacaktı. Kulüp baÅŸkanı dahil tüm yönetenler ÅŸirketleÅŸen Samsunspor’da oluÅŸacak hizmet birimlerinin üst kademelerini oluÅŸturacaktı. BaÅŸkan ve yöneticiler kentte yaratılan havanın aksine Metro grubunun çalışanları deÄŸil, Samsunspor’un kurumsal yapılaÅŸmasındaki anahtarları olacaktı.
 
Tutu İstanbul’da Galip Öztürk ile birebir yaptığı görüÅŸmelere, yönetim kurulundaki arkadaÅŸları da getirmiÅŸ olsa idi, tablo kesinlikle farklı olacaktı. Yani nakledilen ile gerçekler farklı olmayacak ve ortak bir akıl üretilebilecekti.
 
Tutu yönetiminde yer alan ancak bilahare Kazım Yılmaz ekibine dahil olması için ÅŸahsen ikna etmeye çalıştığım arkadaÅŸlarımız, Öztürk’ün düÅŸüncelerinin kendilerine farklı bir biçimde yansıtıldığını ifade etmiÅŸler ve bu nedenle yeni yönetim kurulu listelerine girmiÅŸlerdir.
 
Bu görüÅŸmeler sürmekte iken, diÄŸer yandan teknik ekip ve futbolcular ile görüÅŸmelerimizi sürdürmekte idik. Samsun’da ilk olarak mevcut futbolcularımız ile görüÅŸmeyi planladık. İlk görüÅŸtüÄŸümüz kiÅŸi ise Kaptan Murat Yıldırım oldu. Transfer bedeli olarak futbolcularımızın bedellerini taban 400.000 ve tavan olarak 600.000 TL. olarak belirledik.
 
Takımda kalacak tüm futbolcularımızın bir yıl için alacakları transfer bedeli 400.000 TL. olacaktı. Takımla iliÅŸkisi kesilmeyecek futbolcularımızın transfer bedelleri bu ÅŸekilde iyileÅŸtirilecekti. Yeni transfer edilecek futbolcuların ise taban bedeli 600.000, ekstre oyuncalar için de bu rakam 1 milyon TL'ye kadar çıkabilecektik.
 
Mevcut futbolcularımızdan ilk olarak görüÅŸtüÄŸümüz ve anlaÅŸtığımız Murat Yıldırım ile Ankara’da yaptığımız anlaÅŸma bedeli spor kamuoyunun malumudur. Bu konuda ÅŸahsen kendisine haksızlık
 
yaptığımı düÅŸünüyorum. Çünkü sonrasında yapılan transferler için 1.500.000 ve hatta 2.000.000 TL. gibi rakamlar ile transfer edilen futbolcuların performanslarını hep birlikte izledik ve gördük. Bu futbolcular ile Murat Yıldırım’ı teraziye koyduÄŸumuzda ortaya çıkan sonuca tüm spor kamuoyu yakinen ÅŸahittir. Bu nedenle köÅŸemden sevgili Murat kardeÅŸimden ve menajerliÄŸini yürüten eniÅŸtesinden, kendisine transfer döneminde yapmış olduÄŸum haksızlık için özür diliyorum. Ancak geliÅŸmelerin içinde ve yönetim kurulunda yer almadığım için, müdahil olamazdım. İkinci olarak yine Ankara’da görüÅŸtüÄŸümüz kalecimiz Ahmet Åžahin’e ise kulüp olarak taban ve tavan fiyatımızı ifade ettim. Kendisinin talebini sordum. Ahmet Åžahin 1.500.000 TL. talep etti.Ben de kendisine taban fiyat olan 400.000 TL.yi önerdim. Åžahin “AÄŸabey taban bedelini ve tavan bedelini söylüyorsun, sonra da bana taban bedelini öneriyorsun” ÅŸeklinde cevap verince, 400.000 TL'nin mevcut futbolcularımız için takdir edildiÄŸini, yeni transferler için ise 600.000 TL. tespit ettiÄŸimizi ifade ettim.
 
Masadan kalktı ve ertesi gün Samsun’da bazı yerel gazetelerimizde Åžahin”in “Ankara’dan İstanbul’a 5 saat arabam ile yolculuk yaptım ve kulübümle anlaÅŸmaya geldim. Süleyman Salur benimle 10 dakika konuÅŸtu çay bile ısmarlamadan gönderdi” gibi anlamsız ifadelerine ve suçlamalarına muhatap oldum.
 
Bunları ifade etmemin anlamı; kulübümüzün transferleri için heba edilen trilyonların nereden hangi noktalara taşındığını ve bilinçsizliÄŸin nelere mal olduÄŸunu ifade etmek içindir.
 
Teknik kadro olarak ise, Türk futbolunu yakından tanıyan ve bir sezon Gaziantepspor’un da teknik direktörlüÄŸünü yapan Couserio ile eski TFF yönetim kurulu üyesi Galip Asal’ın önerisi ile anlaÅŸma saÄŸladık. Åžartlarımızdan en önemlisi, yardımcılarından ikisinin kesinlikle Samsun’lu hocalarımızdan olması idi. Bu önerimizi de kabul etti.
 
Aslında kiÅŸisel olarak süper lige ilk çıktığımız yıl yabancı teknik direktöre kesinlikle karşı idim. Bunu Galip Öztürk ve Asal ile Necmi HatipoÄŸlu’na da ilettim. Ancak hoca ile görüÅŸme yaptıktan sonra kendisine “hocam sizinle görüÅŸmeden önce yabancı hoca konusunda ön yargılı idim, ancak Türk futbolunu ve futbolcularını o kadar iyi tanıyorsunuz ki, sizin Samsunspor’a çok ÅŸeyler katacağınıza ikna oldum” ÅŸeklinde düÅŸüncelerimi ilettim.
 
Sonrasında futbolcular için bütçemizin ne kadar olacağını ve hedeflerimizi sordu. Asal ve HatipoÄŸlu bu konu ile ilgili benim fikir beyan etmemin daha doÄŸru olacağını ifade ettiler. Ben de hoca’ya “hocam lige yeni çıkan takımların istatistiklerine bakıldığında, oran yaklaşık % 15. Yani % 85 oranında lige çıkılan ilk yıl takımlar tekrar düÅŸmüÅŸler. Bu nedenle ilk yıl bana göre hedef ilk 10’lusıranın içinde yer almak olmalı, bunun için de mevcut futbolcularımızın durumları iyileÅŸtirmeleri dahil olmak üzere takım için bütçemizin 15 trilyon civarlarında olması uygundur. Artı veya eksi % 15-20 civarında bir esneklik saÄŸlanabilir” ÅŸeklinde bir görüÅŸ belirttim.
 
Normal olduÄŸunu ifade ederek, takımın maçları ile ilgili kasetleri izlemek istediÄŸini söyledi. Bizde kulübü arayarak maç kasetlerini istedik. Burada bir parantez açarak Samsunspor’un kurumsallaÅŸmamış bir yapıda olmasının getirdiÄŸi bir dezavantaja örnek vermek istiyorum.
 
Couserio’nun maç kasetlerini izlemek istemesinin akabinde kulübümüzü arayarak maç kasetlerini talep ettim. Kulüpte maç kasetleri bulunamadı. Nedeni ise Bahattin GüneÅŸ hocanın maç kasetlerini kulüpten ayrılırken götürmesi olarak belirtildi. Yani kulübümüzde görev yapan bir hoca, kulübün maç kasetlerini alıp gitmiÅŸti. Hiç kimse de hocaya “hocam dur bakalım, sen kulüpten ayrıldığına göre bizim maç kasetlerimizi alıp nereye götürüyorsun” ÅŸeklinde bir soru yöneltmemiÅŸ idi.
 
Bilahare birkaç maç kasedi temin ettik ve hoca ile birlikte Ankara’da kasetleri izledik. Kasetleri izlerken Hoca’nın da futbolcular hakkındaki görüÅŸlerini alıyorduk. ÖrneÄŸin Zenke konusunda “süper lig futbolcusu olamaz, birkaç ay özel olarak çalıştırılması gerek” ifadelerini kullanmış idi. Hoca öncelikle yerli futbolcular ile anlaÅŸma yapılmasını ve sonrasında yabancı futbolculara yönelmenin uygun olacağını ifade ediyordu.
 
Bu çerçevede listemizde yer alan Mehmet Eren, kaleci Hakan Arıkan, Barış Özbek, Bilica, Holosko, Nobre gibi futbolcular ile temasa geçtik. DiÄŸer yandan Kazım Yılmaz yönetim kurulu için çalışmalarını sürdürmekte idi. Bilica ile hoca telefonla görüÅŸtü ve anlaÅŸtı.
 
Yazımıza burada virgül koyarak anlatacaklarımızı yarınlara taşımak istiyoruz.

YAZARIN DİĞER YAZILARI

KÖŞE YAZARLARI