TÜRK MİLLİYETÇİLİĞİNE ARABİ HAMLE
13 Nisan 2013 Cumartesi 20:03
Ön Türk tarihinin derinliklerine inmeye çalıştığım ve Türk olarak büyük keyif duyduÄŸum günlerde TürklüÄŸe yapılan pespaye saldırıya ÅŸahit oldum. Hem de Türk ülkesi Türkiye’de! Türkiye, kelime anlamı olarak “ Türklerin Yurdu” demektir. (1) “İye”lik eki sonuna geldiÄŸi özneye aidiyet kazandırır. Örnek; Osmaniye, Osman’ın yeri- Mecidiye, Mecid’in yeri v.b. Ayrıca bu ek Göktürk Dili’ne aittir.
Ön Türk tarihine ait bilimlik çalışmalar derinleÅŸtikçe ve yabancı tarihçilerin yanlış (eksik ) tespitleri Türk tarihçileri ve dilbilimcileri tarafından düzeltildikçe ne kadar yüksek bir medeniyetin sahibi olduÄŸumuzun hazzına varıyoruz. Atatürk bunu görmüÅŸ ve “ Türk çocuÄŸu ecdadını tanıdıkça daha büyük iÅŸler yapmak için kendinde kuvvet bulacaktır.” “Asla ÅŸüphem yoktur ki; TürklüÄŸün unutulmuÅŸ büyük medeni vasfı ve büyük medeni kabiliyeti bundan sonraki inkiÅŸafıyla atinin yüksek medeniyet ufkunda yeni bir güneÅŸ gibi doÄŸacaktır.” demiÅŸtir. Medeniyetler Tarihi adlı bir bilim dalının varlığı malumdur.
Milletlerin kimlikleri,dilleri,kültürleri(harsları),sanatları,insanlığa yaptıkları hizmetleri medeniyetlerini (uygarlıklarını) teÅŸkil eder.
Slavlar’ın meydana getirdiÄŸi medeniyete Slav Medeniyeti denir. Yunan Medeniyeti, Çin Medeniyeti, Bizans Medeniyeti, Roma Medeniyeti, Arap Medeniyeti, Fars Medeniyeti gibi Türk Medeniyeti de vardır ve Türk milliyetine aittir. Türk medeniyetinden bahsederken de yabancı tarihçilerin Hun Türkleri’nden baÅŸlattıkları deÄŸil, daha eski tarihlere dayanan bir medeniyette buluveririz kendimizi. Okyanustan Çanakkale’ye uzanan Türkbil Devleti’ne, Asya’ya adını veren As Türkleri’ne, Sibirya’nın isim babası Sibir Türk Hanlığı’na uzanıverirsiniz. BaÅŸkurt topraklarındaki SölgentaÅŸ MaÄŸarası’nda M.Ö. 14000 yılında yazılmış Türk yazıtları Ön Türk uygarlının iÅŸaretidir. “ Tarihin ÅŸafağında iki Türk Devleti vardır. Bir tanesi Etrürskler’dir , diÄŸeri Pelasklar’dır. Pelasklar, Yunanistan’a Yunanlılar’dan 1000 yıl önce ( M.Ö. 4200 ) yerleÅŸmiÅŸ ve hakim olmuÅŸlardır. Latin Alfabesi de Pelask Türkleri’nden gelmektedir. ( 2 )
Yıl 1936. Atatürk diyor ki; “ Tarih Kurumu’nun Alacahöyük’te yaptığı kazılar neticesinde meydana çıkardığı 5500 senelik maddi Türk tarih belgeleri cihan kültür tarihini yeni baÅŸtan tetkik ve tamik ( derinleÅŸtirmek ) ettirecek mahiyettedir.”
Yıl 2002. Kazım MirÅŸan Ceviz KabuÄŸu adlı programda diyor ki; “ Herodot’tan önce Türkler tarih yazmışlar ve etraflı yazmışlardır. Herodot masalvari, hislerine göre tarih yazmıştır.”
M.Ö. ve M.S. bugüne kadar kurulmuÅŸ Türk devletleri dünyanın en derin ve en yüksek medeniyetlerini kurmuÅŸlardır. Bu muhteÅŸem medeniyet Türk milletinin eseridir. Bugün Kazak Türkleri, Kırgız Türkleri, Özbek Türkleri, Yakut Türkleri, BaÅŸkurt Türkleri,Kıpçak Türkleri, OÄŸuz Türkleri, Tatar Türkleri gibi ne kadar Türk boyu varsa bu medeniyetin mirasçıları ve sahibidirler. Türk Medeniyeti’nin oluÅŸtuÄŸu bütün çaÄŸlarda, Türk Devlet yönetimleri altında farklı topluluklar bulunmuÅŸlardır, ancak oluÅŸan medeniyete kurucu unsurun yani Türk milliyetinin adı verilegelmiÅŸtir. Milliyet (Kavmiyet ) doÄŸal bir oluÅŸumdur. Bu kutlu millete ve medeniyete sahip çıkarak, severek, koruyarak yükseltmek Türk MilliyetçiliÄŸi’dir.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kurucu unsuru Türk milletidir. Anadolu Türk Medeniyeti, politikacıların ekseriyetinin dillerine pelesenk olduÄŸu gibi 1000 yıllık da deÄŸildir. Yukarıda kısa baÅŸlıklarla belirtildiÄŸi gibi M.Ö.’ ki dönemlerde de vardır. Erzurum’un Karayazı İlçesi Salyamaç Köyündeki Cunni MaÄŸarası’ndaki yazıtlar en az 7-8 bin yıllıktır ve Türkçe’dir. Van güneyindeki Tilgiri köyünün Tirşıng alanında bulunan taÅŸ yazıları da Türkçe’dir ve yine 7-8 bin yıl önce bu bölgede Türkler’in yaÅŸadığını gösterir.( 3 ) Kars İlimiz M.Ö. 130-127 yıllarında Kafkaslar’ın kuzeyindeki Dağıstan bölgesinden gelen Bulgar Türkleri’nin Karsak Oymağı tarafından kurulmuÅŸtur. ( 4 ) Fransız bilim adamlarının bazı bulgularına göre Türkler yaklaşık 2200 yıl önce İstanbul’a gelmiÅŸler ve buraya “Astanbolik” adını vermiÅŸlerdir. Göktürkçe’de Astan: Gök, Bolik: Kent demektir. (5) Atatürk Türk’ü ÅŸöyle tarif ediyor ; “ Bu memleket, dünyanın beklemediÄŸi, asla ümit etmediÄŸi bir müstesna mevcudiyetin yüksek tecellisine sahne oldu. Bu sahne 7 bin senelik, en aÅŸağı, bir Türk beÅŸiÄŸidir. BeÅŸik tabiatın rüzgarları ile sallandı, beÅŸiÄŸin içindeki çocuk tabiatın yaÄŸmurları ile yıkandı. O çocuk tabiatın ÅŸimÅŸeklerinden, yıldırımlarından, kasırgalarından evvela korkar gibi oldu, sonra ona alıştı.
ÅžimÅŸek, yıldırım,güneÅŸ oldu, Türk oldu! Türk budur. Yıldırımdır, kasırgadır, dünyayı aydınlatan güneÅŸtir.” Åžimdi bu 7000 yılın sebebini merak edenler araÅŸtırır, bulur. Ayrı bir yazı ile izahı da bana görev olsun. Yukarıda bazı örnekler verildi. ÇoÄŸaltılabilecek nice örneklerler gibi bunlardan da kasıt Türkiye Cumhuriyeti ve bu coÄŸrafyadaki asıl medeniyetin TürklüÄŸe ait olduÄŸudur. Bilmeyenler bir yana, bilerek reddedenlerin soyları ve vicdanlarına dikkat etmek gerekir. Çünkü yine Atatürk; “ Aziz milletime tavsiyem odur ki; Sinesinde yetiÅŸtirerek başının üzerine kadar çıkaracağı yöneticilerinin kanlarında ve vicdanlarındaki cevher-i asliyeyi tahlil etmekten bir an için feragat etmesinler.” demiÅŸtir. Tarih soyu Türk olduÄŸu halde TürklüÄŸe ihanet edenleri tespit ve ifÅŸa etmiÅŸtir. Soyu Türk olmadığı halde Türk milliyetine mensubiyetten onur duyan ve TürklüÄŸe hizmet edenlerin varlığı da, onların soyundan bahisle “etnik fitne erbabı” olanlar da bilinmektedir.
Dün olduÄŸu gibi bugün de biyolojik bir ırk analizi ile Türk MilliyetçiliÄŸi yapıldığı yoktur.( Åžecere tutmanın çokça faydası vardır. ) Ancak eline Türk Antropoloji Enstitüsü Tarihçesi’ni alarak, Atatürk’ü kafatasları ile ırk tespiti yapmakla suçlayana verilecek bir cevap var; Antropoloji bir bilim dalıdır ve insanı ırk ve kültür yönünden inceler. Bilimlik çalışmalar yapan bir kurumu, kuranları, çalışanlarını ırkçılıkla suçlayanın ruh kökünü cahiliye devrinde aramak lazımdır. İslam inancı üzerinden oy devÅŸirirken mübarek kitabın “ Oku” ile baÅŸlayan emrini ve inancımızın “İlim Çin’de de olsa gidin öÄŸrenin.” anlayışını dikkate almayan bir kafanın hezeyanı ile bir ülke yönetilebilir mi? Biyolojik ırk bir gerçekliktir, bilim konusudur. Bunu reddedenlerin aÅŸağıdaki sorulara makul ve mantıklı cevap vermeleri gereklidir:
1.Akraba evliliği tıbben neden sakıncalıdır?
2.Orta Asya Türk boylarında ÅŸecere olarak 7 kuÅŸak yakınla neden evlenilmez?
3.Son günlerde SaÄŸlık Bakanlığınca kamuoyuna duyurulan “Anne Sütü Bankası” projesine temkinli yaklaÅŸanların gen kaynaklı endiÅŸelerini nasıl açıklayabilirsiniz?
4.Tarım Bakanlığı “Angus ırkı kurbanlık ithal ediyoruz” açıklamaları yaparken “Irkçılık yapıyorsunuz” diye suçlandı mı?
5.Yalnız bir yere özgü bir bitkiden bahsedilirken bilimlik olarak “Endemik ırk” terimi kullanıldığında, “ırkçılık yapılıyor” suçlamasına ÅŸahit oldunuz mu?
6. GDO’lu gıdaların insan saÄŸlığını tehdit etmesi ile “ırk” arasında zihninizde bir baÄŸlantı kurabiliyor musunuz?
7. Türk MilliyetçiliÄŸi’ni soyculuk suçlaması ile ayaklarınızın altına aldığınızı ifade ederken (ki, bu sadece kurduÄŸunuz bir hayaldir. Kısmetsiz bedevilik için yalvarsanız da gerçekleÅŸtiremezsiniz.) “Seyyid” ve “Åžerif” anlayışını da ayaklarınızın altına almayı düÅŸünüyor musunuz?
Ziya Gökalp’e ait bir ÅŸiir okuduÄŸu için hapis ve maÄŸdur edildiÄŸini iddia eden Türklük hasmına Ziya Gökalp’le cevap; “Babamın iki dedesinin birkaç batın evvel Çermik’ten yani bir Türk muhitinden geldiklerine bakarak ırken de Türk neslinden olduÄŸumu anladım. Bununla beraber dedelerimin bir Kürt yahut Arap muhitinden geldiÄŸini anlasaydım yine Türk olduÄŸuma hüküm vermekte tereddüt etmeyecektim. Ziya Gökalp” (6)
“Türklük hem mefkurem hem de kanımdır Sırtımdan alınmaz çünkü kürk deÄŸil”
Ziya Gökalp
(1) Halk Latincesi’nde “Türklerin Yurdu” anlamına gelen Turchia sözcüÄŸünden türemiÅŸtir. İlber Ortaylı, 8 Kasım 2008 Tarihli Tarihportalı.net yazısı.
(2) Adile Ayda, Türklerin İlk Ataları
(3) Kazım Mirşan, 6 Temmuz 2002, Ceviz Kabuğu adlı TV programı
(4) Prof. Dr. Fahrettin Kırzıoğlu, Kars Tarihi
(5) Ahmet Taner Kışlalı, Mart 1997, Cumhuriyet Gazetesi Makalesi
(6) Ziya Gökalp, Kürt AÅŸiretleri Hakkında Sosyolojik Tetkikler